Osmanlı İmparatorluğu döneminde, sarayın nakkaşhane adı verilen sanat atölyelerinde, tezhip sanatını icra eden erkeklerine müzehhip, kadınlarına ise müzehhibe adı verilen sanatçılar, bütün yaratıcı güçlerini süsleme alanında yoğunlaştırarak iç içe geçmeli geometrik şekillerden, dalgalı hatlardan, doğadan üsluplaştırılmış ve stilize edilmiş bitkisel ve çiçek serpiştirme motiflerinden oluşan renkli ve altın kaplamalı tasarımlar gerçekleştirmişlerdir.
Tezhip sanatı, minyatür sanatının aksine, bitki, hayvan, insan, olay veya mekan tasvirleri içermemektedir.
Tezhip sanatının büyük üstatları, çıraklarına her ne kadar tezhip sanatı tekniklerini ilettilerse de, zamanla tarzlar farklılaşmıştır. Bu değişim tarzlarını, XIX. yüzyılda gerçekleştirilen tasarımlarda, Avrupa barok tarzı etkisi de dahil olmak üzere yeni süs motifleri ve yorumlamalar, doğal çiçek süslemeleri ve renk uyumu olarak da fark edebiliriz.
Sanatçılar, bitmek bilmeyen uzun bir öğreti isteyen, sabır, tevazu ve beceri gerektiren bir el sanatı olarak da tanımlanan bu sanatı, bugün, incecik fırçalarıyla şekillendirirler.
Artık bu geleneksel sanat, kitapseverlerin sanatı olmaktan çıkmış ve bugün tablo olarak galerileri süslemektedir. Sanatta zaman içinde meydana gelen bütün değişimlere rağmen, günümüzde gerçekleştirilen tasarımlarda, Osmanlı dizinlerindeki şekil ve resimsel sunumlara sadık kalınmakta, kişisel yorumlamalara ise çok az yer bırakılmaktadır.
(Süslemeler: Elif Nur Cihan)
Poster un Commentaire
Soyez le premier à commenter !